Renklerin yer adı olarak kullanılması Türkiye’de çok sık karşımıza çıkar. Boz rengi de bunlardan biridir. Açık toprak ve kül rengine Anadolu insanı boz demiş, böyle isim vermiş. Bu renk Anadolu’da birçok yere isim olmuş. Ordu, Antalya, Çorum, Bitlis ve Adıyaman’da ve daha başka yerlerde Boztepe adıyla köyler bulunur. Adı üzerinde, bu isimde tepeler de çoktur. İşte bu tepelerden biri ve en meşhuru, eteklerinde Ordu şehrinin kurulduğu Boztepe’dir. Hani şu meşhur Ordu türküsünde adı geçen Boztepe.
Volkanik bir kütle olan Boztepe’nin yükseltisi birçok yerde 450 metre olarak geçer. Ancak gerçek başka! Bu iş için klavuz alınacak, başvurulacak en önemli kaynak haritalardır. Topoğrafya haritalarında Boztepe 553 metredir. Günümüzün gözde internet araçlarından Google amcaya göre yükselti 528 metreyi bulur. İnanmayan buyursun ölçsün. Başka yerlerde bu yükseltiye dağ derler. Uzaklara gitmeye gerek yok. İstanbul’un kaynak suyu ile meşhur Kayışdağı 471 metredir. Yer Karadeniz olunca, galiba işler biraz değişiyor. Bunlar Karadenizli için küçük rakamlar, onun dağ dediği şöyle iki bin beş yüz, üç bin metreyi bulmalı, dağ dediğin heybetli olmalı.
Günümüzde Boztepe sadece bir seyir terası değil, aynı zamanda yamaç paraşütü de yapılan bir rekreasyon alanıdır. Spor amaçlı buraya gelenler olduğu gibi, tecrübeli bir pilot eşliğinde, iki kişilik tandem uçuşları için Boztepe’ye çıkanların sayısı bunlardan daha fazladır. Paraşüt kalkış yeri ve parkurun, Boztepe’nin Ordu şehri ve Karadeniz’e bakan yamacında olması, görsel olarak manzaranın daha zengin ve uçuşun keyifli olmasını sağlar. Yamaçta bulunan teleferik hattı da bu görsel şölene eşlik eder. Sırf paraşütle atlamak için her yıl binlerce kişi Boztepe’ye çıkar.
Ordu için Boztepe bugün olduğu gibi dün de önemli bir yerdi. Ancak geçmişteki durumu günümüzdekinden çok farklıydı. Bugün, günübirlik hatta saatlik rekreasyon alanı olan Boztepe, 1900’lerin başlarında Ordu kasabası sakinlerinin yaylasıydı. Gözlerinizi ovuşturmanıza, tekrar okumanıza gerek yok, zira yanlış okumadınız. Tarihi kayıtlar Boztepe’nin yayla olarak kullanıldığını yazar. Kasaba halkının önemli bir kısmının mayıs ayı başlarında çıkıp, eylül sonlarında geri döndüğü meşhur yaylalar arasında Boztepe’nin de adı geçer. Bugün için böyle bir durum olmasa da Boztepe bir zamanlar kasaba halkının bunaltıcı yaz sıcağından kurtulmak için çıktığı yaylalardan biriydi.
Eskiden, kasaba çevresinde çeltik tarlası ve bataklıklar bulunuyordu. Yerleşim alanı içindeki bataklıklardan biri 1925 yılında kurutulmuş ve Millet Düzü adını almıştı. Daha ileride Bülbül ve Civil Dereleriyle Melet Çayı’ndan kaynaklı bataklıklar vardı. Üstelik bu kesimlerde yer alan ovada, geniş sahalarda çeltik tarımı yapılıyor, yani pirinç yetişiyordu. Yaz aylarında sıcaklıkla birleşen nem kasaba halkını bunaltıyor, buna bir de bataklık ve çeltik tarlasında yuvalanan sivrisinekler eklenince, yazın kasabada durmak çekilmez oluyordu. İşte bu yüzden kasaba halkı, çareyi havası da suyu da güzel yaylalara çıkmada bulurdu. Bu yaylalardan biri de kasabanın hemen yanı başındaki Boztepe idi. Özellikle çarşı esnafı, işi gereği uzak yaylalara gitmez, gidemezdi. Onlar için Boztepe en uygun yerdi.
Yakın zamana kadar Boztepe’ye çıkmak için tek seçenek karayoluydu. Ancak günümüzde Boztepe’ye karadan ve havadan çıkmak mümkündür. Geleneksel olan karayolu, şehir içinde Selimiye Mahallesi’nden başlar, Oğmaca ve Yaraşlı yoluyla Boztepe’ye ulaşır. Bu yolculuk yaklaşık yarım saat sürer. Burası uzun yıllar Boztepe’ye çıkmak için en çok kullanılan yol oldu. Son yıllarda bu yolda iyileştirme çalışmaları yapıldı, seyahat daha konforlu bir hale geldi. Ancak ulaşımda dönüm noktası, 2011 yılında kurulan teleferik hattı oldu. Böylece Boztepe’ye kolay ve konforlu bir ulaşım sağlandı. Boztepe’nin bu kadar meşhur olması da bu hat ile başladı. Zira deniz kıyısından 528 metrelik Boztepe’ye çıkmak sadece 7-8 dakika sürmekte. Kısa süreli olduğu gibi aynı zamanda çok da keyifli, manzarası muhteşem bir yolculuk bu. Bir yanda mavi deniz, diğer yanda Karadeniz’in yeşili, ikisini birlikte görmek mümkün. Teleferik aheste bir şekilde Boztepe’ye tırmanırken, şehrin merkezi ve Boztepe eteklerini mesken tutmuş iki katlı, tarihi evlerin üzerinden geçersiniz.
Bu sırada, ovaya doğru yayılan şehir ayaklarınızın altından kayıp giderken, uzaktaki dağlar manzaraya ayrı bir keyif katar. Yükseldikçe, uzaklarda yeşillikler içine serpilmiş, seyrek dokulu Karadeniz köylerini izlemek muhteşemdir. Martı misali havada süzülen yamaç paraşütleri de zaman zaman bu manzaraya eşlik eder.
Teleferik sadece ulaşımı değiştirmedi, gelişiyle Boztepe’nin kaderi de değişti. Bu değişimin etkilerini zaman gösterecek. Umarız iyi yönde olur. Ancak bir gerçek var ki dikkat edilmezse Boztepe seyir terası olmaktan çıktı çıkacak. Zira seyir terası durumundaki yamaçta yer alan yürüyüş yolundan Ordu’yu ve Karadeniz’i rahatça görmek, manzaranın keyfini sürmek, rahatça fotoğraf çekmek artık eskisi gibi kolay değil. Yol boyunca sıralanmış garip binalar, müthiş manzara ile aranıza kara kedi gibi girmekte, size engel olmakta. Bu durum Boztepe için bir şeylerin kötü gittiğinin işareti. Teleferik sayesinde önemi bir destinasyon merkezi haline gelen Boztepe’de son yıllarda artan yapılaşmayla birlikte doğa bozulmaya başladı.
Bunlar Boztepe’nin geleceği için üzerinde düşünülmesi gereken konular. Boztepe’nin ilkbaharı bir başka güzeldir dersek eksik söyleriz. Yazı ayrı güzel, sonbaharı farklı güzeldir. Çoğu kişinin aksine, benim tercihim kışıdır. Ordu’da yılın ilk karı Boztepe’ye düşer. Tepenin zirvesini kaplayan beyaz örtü, Ordu halkı için, yükseklere kar yağdığını haber verir. Kışın kar altındaki şehri, gecenin ışıkları içinde, Boztepe’den izlemenin seyrine doyum olmaz. Tabii ki bu manzaraya semaverde Karadeniz çayı ve yanında Ordu’nun meşhur pidesi de eşlik etmeli. Bunlar olmazsa Boztepe manzarası eksik kalır. İşte o vakit, meşhur Ordu türküsünün dediğini yapmalı; “Boztepe’ye çıkmalı, şu Ordu’ya bakmalı”.
Yazar: Prof. Dr. Cemalettin Şahin
Fotoğraf: Nursena Çam